HASGÜLER UYARDI: “FAŞİZME TOLERANS, FELAKETİ GETİRİR”
Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Güney Kıbrıs’taki neo-faşist ELAM partisinin provokasyonlarına karşı net bir duruş sergilenmediğini belirterek, tehlikenin yalnızca Güney’de değil, Kuzey’de de büyümekte olduğunu vurguladı.
“BAYRAK YAKMAK SİYASİ RİTÜELE DÖNÜŞTÜ”
Hasgüler, ELAM’ın her yıl 20 Temmuz ve 15 Kasım’da KKTC bayrağı yakmayı alışkanlık haline getirdiğini ve bunun artık bir siyasi ritüele dönüştüğünü belirtti. Son olayda Cumhurbaşkanı Hristodulidis’in önce polisi müdahale için görevlendirdiğini, ardından ELAM’ın tepkisinden çekinerek geri adım attığını hatırlattı. “Faşizmi yatıştırarak durduramazsınız” diyen Hasgüler, bu tutumun tehlikeyi büyüttüğüne dikkat çekti.
“TARİH TEKRARLANIYOR: YATIŞTIRMA POLİTİKASI FELAKET GETİRİR”
Hasgüler, 1930’larda İngiltere’nin Nazi Almanyası karşısında uyguladığı yatıştırma politikasının (“policy of appeasement”) nasıl felakete yol açtığını hatırlatarak, benzer bir hatanın bugün de yapıldığını ifade etti. Avrupa’daki neo-faşist hareketlerin yükselişinde tolerans adı altında gösterilen pasifliğin etkili olduğunu kaydetti.
“ELAM’IN YÜKSELİŞİ SİYASİ BOŞLUKTAN”
ELAM’ın 2008’de kurulduğunu, 2011 seçimlerinde yüzde 1’in altında oy almasına rağmen 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 11’i aşarak Güney Kıbrıs’ın üçüncü büyük partisi haline geldiğini hatırlatan Hasgüler, bu başarının siyasi programlarından değil, AKEL ve DISI gibi partilerin halktan kopmuş yapısından kaynaklandığını söyledi. “Çözüm, demokrasi ve temsil krizinin olduğu her yerde radikalizm büyür” dedi.
“KUZEY’DE DE AYNI TEHLİKE VAR”
Hasgüler, benzer bir tablonun Kuzey Kıbrıs’ta da oluştuğunu, UBP ve CTP’nin halktan uzaklaştığını ve temsili demokrasinin içinin boşaltıldığını savundu. 2022 genel seçimlerinde seçmenlerin yaklaşık yüzde 45’inin sandığa gitmemesini bu kopuşun en net göstergesi olarak gösterdi. “Bu kadar büyük bir siyasi boşluğu hiçbir toplum uzun süre taşıyamaz” diyerek uyardı.
“ELAM’IN ZITTI DEĞİL, AYNASI OLABİLİR”
Hasgüler, Güney’deki ELAM ile Kuzey’de olası radikal yapıların zıt gibi görünse de aslında aynı kökten beslendiğini söyledi. “Sözde düşman, özde kardeştirler” diyen Hasgüler, bu yapıların düşmanlık siyasetiyle birbirini beslediğini ve barışa en büyük zararı verdiklerini belirtti.
“YA DEMOKRATİK BİR YOL, YA DA KARANLIK”
Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, çözümün net olduğunu vurgulayarak, “Bu topraklarda barış, demokrasi ve gerçek temsiliyet yeniden inşa edilmedikçe ELAM gibilerin yükselişi de, benzerlerinin Kuzey’de türemesi de önlenemez” dedi. Halkın UBP-CTP dışındaki demokratik ve katılımcı bir yolu tercih etmesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde, “işimiz eskisinden çok daha zor olacak” ifadelerini kullandı.