Gebelikte beslenme çok önemli. Beslenme döngüsü, anne adayının aşermeleriyle değişebilirken, bazı gebeler ipin ucunu kaçırabiliyor. Uzmanlar, bebek bekleyen anne adaylarına beslenme konusunda önemli uyarılarda bulundu:
“Porsiyonlamayı doğru ayarlayın”… Gebelik döneminde özellikle anne adaylarının ‘ben artık iki kişiyim, iki kişilik yemeliyim’ veya çevrenin ‘sen doğum yapacaksın, bol ye’ söylemlerinin doğru olmadığını belirten diyetisyen Mehmet Miralay, kişinin günlük diyetine, hangi ayda olunduğuna bağlı olarak 150 ile 300 kalori arasında bir ilave yaptığında hem kendisinin hem de bebeğin ihtiyaçlarının karşılanabileceğini aktardı.
Emine Gül ÖZER
Gebelikte beslenme döngüsü, anne adayının aşermeleriyle değişik bir hal alırken, hormonal değişiklikler sebebiyle de aşırı tatlı veya tuzlu yiyecekleri yeme isteği de oluşabiliyor.
Bazı hamileler bulantılar nedeniyle yemek yememe eğiliminde olurken, bazıları da aşırı yeme arzusu içinde ipin ucunu fazlasıyla kaçırabiliyor. Özellikle gebeler ‘ben artık iki canlıyım’ algısına kapılarak porsiyon büyütme gibi hataları bu dönemde sıklıkla yapıyor.
Uzmanlara göre, anne adaylarının gebelikte beslenme konusunda daha bilinçli olması, herhangi bir sorun yokken dahi önlem alması gerekiyor.
Normal kiloda hamile kalan ve tekli gebelik yaşayan bir kişinin toplam 8-12 kilo alması sağlıklı görülüyor. Kişi çoklu gebelik yaşıyorsa ve normal kiloda hamile kaldıysa da 16 kilo alımı normal ve sağlıklı kabul ediliyor.
Porsiyonları abartıp sağlıksız beslenmek ve olağan kilo artışının üstüne çıkmak ise gebe ve bebek sağlığı için risk barındırıyor.
“Peki gebelikte nasıl beslenilmeli? Hangi meyve sebzeler ne sıklıkla tüketilmeli?” sorularının yanıtını diyetisyen Mehmet Miralay KIBRIS okurları için yanıtladı.

“Beslenmeye dikkat edilmesi gereken en önemli dönem!”
Diyetisyen Mehmet Miralay, gebelik sürecinin, beslenmeye dikkat edilmesi gereken en önemli dönem olduğuna dikkat çekerek, “Çünkü bu süreçte anne adayları yeni bir canlı dünyaya getireceği için onun ihtiyaçlarını mutlaka karşılamak zorundadır. Hamilelikte beslenmeye dikkat edilmesinin en önemli sebebi hem sağlıklı kiloda sağlıklı büyümeyi yakalamış bir bebek dünyaya getirmek, hem de en önemlisi doğumdan sonra oluşacak emzirme dönemine vücuttaki depoları hazır hale getirmektir” ifadelerini kullandı.
Hamilelik dönemi bittiğinde çocuğun ihtiyaçlarının sürdüğünü, büyümesi için gerekli olan protein, enerji ve karbonhidrat ihtiyacının bitmediğini ve bunun sağlanabilmesi için annenin gebelik döneminde uygun kiloyu alması gerektiğiyle ilişkilendirildiğini aktaran Miralay, “anne yeterli kiloyu alabilsin ki emzirme sürecine hazırlık sağlayabilsin” dedi.
Normal kiloda hamile kalan ve tek gebelik yaşayan birinin 8-12 arası kilo alımının normal kabul edildiğini, eğer çoklu gebelik yaşanıyorsa, normal kiloda başlayan birinin 16 kiloya ulaşmasının da normal ve sağlıklı olduğunu vurgulayan diyetisyen Miralay, annelerin sosyal medya yüzünden düştükleri yanılgıya değinerek şunları aktardı:
“Sosyal medyanın etkisi veya ünlülerin etkisiyle kadınlar hamilelik boyunca kilo almaktan korkuyorlar ve bundan imtina ediyorlar ama bu doğru bir davranış değil. Çünkü oluşan yeni canlı, annenin vücudundaki bütün depolarını silip süpürerek yine kendi büyümesini sağlayabilir ama bu defa doğum sonrasında anne çok fazla depo sorunu yaşar.
Vitamini azalacaktır, protein değeri azalacaktır, kas kaybı yaşayacaktır ve çocuğu, anne sütüyle beslediğinde çocukta yeterli büyüme ve gelişme sağlanamayacaktır. O yüzden gebelik döneminde depoların ihtiyaç duyduğu besinleri anne adayı sağlamak zorundadır.”
Hangi besinler ne sıklıkla tüketilmeli?
Gebelik döneminde anneyi rahatsız edecek bütün gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten diyetisyen Mehmet Miralay, bu durumun kişiye özgü ve özel bir dönem olduğunu ifade etti. Miralay, esas kritik noktayı, annenin gerekli protein, karbonhidrat ve yağ oranını iyi bir şekilde alması gerektiği şeklinde açıkladı.
Haftada 2-3 kez kırmızı et, haftada en az 2 kez balık eti ve geri kalan günlerde tavuk eti tüketilebileceğini belirten Miralay, şöyle devam etti:
“Sebzelerde herhangi bir yasak yok ama burada kişisellik çok fazla önem kazanıyor. Eğer anne, taze fasulyeyi yiyorsa ve sindirim sorunu, gaz problemleri buna eşlik ediyorsa, spesifik olarak taze fasulyeyi diyetinden çıkartabilir. Bunun yerine kabak, molehiya gibi şeyler eklenebilir. Biz gebelerin haftada en az 2 kez kuru baklagil yemesini öneriyoruz. Nohut, kuru fasulye, barbunya gibi kuru baklagil kaynağı tüketilmeli. Yağ olarak en sağlıklı yağa gelecek olursak gebelikte zeytinyağı kullanılmadır.”
Miralay, gebeler için sağlıklı görülen yağlı besinlere örnek olarak çiğ fındık, badem, ceviz ve avokadoyu örnek vererek, özellikle kızartmalardan, konserve gıdalardan, paket ürünlerden ve soslu yiyeceklerden mutlaka uzak durulması gerektiğini vurguladı.
Mehmet Miralay, “Önümüz yaz, gıdalar çok erken bozuluyor. Bunun yanında anne adayında herhangi bir zehirlenme ve ishal gibi sorun yaşanmaması adına özellikle gıdaların iyi bir şekilde pişirilip saklanmasına özen göstermek gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Tuzu az tüketmek de, çok tüketmek de zararlı”
Diyetisyen Miralay, gebelik döneminde hamilelere çok fazla sorun yaşatan, kimi zaman tansiyonun fırlamasına neden olan ve vücudun olduğundan fazla ödem tutmasına neden olan tuz tüketimiyle ilgili de şu ifadeleri kullandı:
“Gebelikte aşırı tuzun çok ciddi sıkıntıları vardır. Aşırı tuz tüketimini önermiyoruz ama annedeki elektrolit dengesini sağlamak ve hipotansiyon gibi problemler yaşanmaması adına normal oranda tuz kullanılmasında herhangi bir sakınca ya da zarar yoktur. Ama tuzun gebelikte hem fazla kullanılması, hem de hiç kullanılmaması ciddi anlamda sıkıntılara sebep olmaktadır. O yüzden uygun miktarda kullanılmalı, örneğin salatanın üstüne normal tuz atıldığında sıkıntı yaşanmaz, eğer annede herhangi bir tansiyon problemi yaşanmıyorsa.”
“Sen iki canlısın, gibi düşünceler doğru değil!”
Hamilelik döneminde porsiyonlamanın önemini vurgulayarak bir gebenin ve bebeğinin ihtiyaç duyabileceği kalori hesaplamasını aktaran diyetisyen Miralay, bu süreçte pek çok gebenin iki kişilik yemek yemek algısına kapıldığını anımsatarak, şunları söyledi:
“Gebelik dönemi iki kişilik yenilecek bir dönem değildir. Aslında günlük diyetinize 150 kalori civarında bir ilave yaptığınızda gebelikte bütün ihtiyaçlarınız karşılanacaktır. ‘Ye, çocuğa gider’, ‘sen iki canlısın’ gibi düşünce doğru değildir. Bu dönemde kesinlikle bir tabak yerine iki kişilik yemek, sürekli pilav tüketmek, her şeyden fazla fazla tüketmek doğru değildir. Günlük diyetinize, hangi ayda olduğunuza bağlı olarak 150 ile 300 kalori arasında bir ilave yaptığınızda hem sizin hem de bebeğin ihtiyaçları karşılanacaktır.”
“Meyve kısıtlaması yok”
Gebelik esnasında herhangi bir meyve kısıtlaması olmadığını, gebelerin her meyveden tüketebileceğini ve hiçbir yasak olmadığını ifade eden Mehmet Miralay, “Ananastan, karpuza, elmaya, her meyveyi yiyebilir gebeler. Burada altın kural her meyveyi ne saat ve ne miktarda tüketeceğidir. İnce bir dilim karpuz tüketildiğinde anne adayına hiçbir zararı yoktur” şeklinde konuştu.
Karpuzun yanlış bilinen bir konu olduğunu ve buna açıklık getirmek istediğini aktaran diyetisyen, şöyle dedi:
“Karpuz şekerli bir meyve olmamasına rağmen yüzde 90’ı su olduğu için kan şekerini hızlı yükseltir. Bunu dengelemek için bir ince dilim karpuzun yanına bir iki dilim peynir eklendiğinde bağırsaktan emilimini dengeleyerek, kan şekerinin uygun bir şekilde yükselmesini sağlayabilirsiniz. Anne adayları yaz gebeliği yaşayacaksa, kavununu da karpuzunu da gönül rahatlığı ile yiyebilir.”