Dünyada ve bölgede yaşanan son gelişmelere dikkat çeken Üstel, İran–İsrail savaşıyla birlikte bölgenin yeni bir sürece girdiğini kaydetti. Karşılıklı atılan füzelerin Kıbrıs’tan da görüldüğünü belirten Başbakan, “Taraf olmasak da tehlikenin ne kadar yakınımızda olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.
Anavatan Türkiye’nin uluslararası çatışmalarda uzlaşı yönünde katkı koyduğuna işaret eden Üstel, KKTC’nin siyasi tanınmışlığı henüz yaygınlaşmasa da Doğu Akdeniz’deki varlığının kabul gördüğünü söyledi. Hükümetin yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek gerekli önlemleri aldığını ifade eden Üstel, “Proaktif siyaset, doğru ve etkili olandır. Hükümetimiz bunun bilincinde olarak hareket etmektedir” dedi.
Rum tarafının iyi komşuluk anlayışıyla hareket etmediğini belirten Başbakan Üstel, 1975 Nüfus Mübadele Anlaşması’nın taşınmaz malları da kapsadığını ancak Rum Yönetimi’nin bunu kabul etmek istemediğini kaydetti. KKTC’de yaşamın sürdürülebilirliği için toprakların kullanılmasının zorunluluk olduğuna işaret eden Üstel, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından tanındığını vurguladı.
Üstel, “AİHM, en son açıkladığı K.V. Mediterranean Tours Limited v. Türkiye kararıyla, Rumların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde terk etmiş oldukları taşınmaz mallara yönelik talepleri bakımından Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olduğunu açık bir şekilde bir kez daha ifade etmiştir” şeklinde konuştu.
Hukuk devleti olarak yola devam ettiklerini ifade eden Üstel, emlak sektörünün ekonominin önemli bir parçası olduğunu, bu sektörün gelişmesinin ülke ekonomisi açısından önem arz ettiğini söyledi.
Başbakan Üstel, “Halkımız, iş dünyamız huzur içinde olsun… Bizlerin görevi, sorunları çözmek; KKTC’yi huzur içinde, gelecek kaygısı olmadan yaşanacak bir ülke olarak ilerletmektir” dedi.