Emekli Büyükelçi ve Eski Müzakereci Osman Ertuğ, Rum tarafının yalnızca diplomatik değil, ekonomik, sosyal, sportif ve hatta kültürel alanlarda da Kıbrıs Türk halkını hedef aldığını kaydetti
“Zaman değişti, zihniyet değişmedi”.. Osman Ertuğ, Rumların Kıbrıs Türkü’nü yok etme politikasının geçmişte silahla denendiğine dikkat çekti. Ertuğ, yürütülen saldırıların bugün ekonomik, diplomatik, sosyal ve psikolojik araçlarla sürdürüldüğünü ifade ederek “Zaman değişti, zihniyet değişmedi” yorumunda bulundu
Türkiye’nin desteği ile saldırılar boşa çıkacak.. Ertuğ, “Adeta Kuzey Kıbrıs’ı açık hava hapishanesine çevirmek istiyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, geçmişte daha zor dönemleri atlatan Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye’nin desteğiyle bu saldırıları da boşa çıkaracaktır” ifadelerini kullandı.
Emekli Büyükelçi ve Eski Müzakereci Osman Ertuğ, KIBRIS TV’de Halil Esendağlı’nın sorularını yanıtladı. Kıbrıs sorununun geçmişinden günümüze taşıdığı zihniyeti değerlendiren Ertuğ, Rum tarafının yaklaşımında esaslı bir değişiklik olmadığını vurguladı.
1955 yılında daha çocuk yaşta EOKA saldırılarına tanıklık ettiğini belirten Ertuğ, Rumların Enosis hayali uğruna sadece Kıbrıslı Türklere değil, İngilizlere ve kendi halkına da saldırdığını hatırlatarak, “Rumlar, Enosis uğruna herkesi düşman görüp öldürmeye yöneldi” dedi.
Ertuğ, Kıbrıs Rum lideri Nikos Hristodulidis’in EOKA’nın 70. yıl dönümünde yaptığı açıklamaları da eleştirerek, “Yüzlerce insanın ölümüne neden olan bir örgütü, ‘yüce bir mücadele’ olarak tanımlamak kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
“Zaman değişti, zihniyet değişmedi”
Kıbrıs’ta coğrafyanın, şartların ve dengelerin değiştiğini dile getiren Ertuğ, ancak Rum tarafının temel zihniyetinde bir değişim olmadığını söyledi. “Artık karşılarında itip kakabilecekleri bir Kıbrıs Türkü yok” diyen Ertuğ, geçmişte silahla yürütülen saldırıların bugün ekonomik, diplomatik, sosyal ve psikolojik araçlarla sürdürüldüğünü ifade etti.
“Akritas Planı’nın modern versiyonu devrede”
Kıbrıs Rum tarafının geçmişte uyguladığı Akritas Planı’na atıfta bulunan Ertuğ, bugün de benzer bir sistematik yok etme stratejisinin farklı yöntemlerle sürdürüldüğünü savundu. “Bugün kullandıkları silahlar ekonomi, hukuk, diplomasi ve sosyal baskılardır. Tüm bu araçlarla Kıbrıs Türk halkı sindirilmeye çalışılıyor” dedi.
“Mülkiyet konusu masa yerine mahkeme yoluyla çözülmeye çalışılıyor”
Mülkiyet meselesine de değinen Ertuğ, çözümün adresinin müzakere masası olduğunu belirtti. Ancak Rum tarafının geçmişte bu konuda sunulan önerileri reddettiğini ifade eden Ertuğ, mülkiyet sorunlarının taraflar arasında varılan Viyana Anlaşması çerçevesinde çözüldüğünü, bunun Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün gözetiminde ve gönüllülük esasına göre yapıldığını hatırlattı.
“Tam teşekküllü bir saldırı altındayız”
Rum tarafının yalnızca diplomatik değil, ekonomik, sosyal, sportif ve hatta kültürel alanlarda da Kıbrıs Türk halkını hedef aldığını savunan Ertuğ, “Adeta Kuzey Kıbrıs’ı açık hava hapishanesine çevirmek istiyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, geçmişte daha zor dönemleri atlatan Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye’nin desteğiyle bu saldırıları da boşa çıkaracaktır” ifadelerini kullandı.
“İki kesimlilikten iki devletliliğe evrildik”
1975’te yapılan nüfus mübadelesinin bugünkü iki kesimli yapının temeli olduğunu belirten Ertuğ, bu gerçekliğin zamanla iki devletli bir yapıya evrildiğini söyledi. “Zaman durmaz, bugün Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır. Bunu değiştirmeye çalışmak, zamanı geri çevirmek gibidir ki bu mümkün değildir” dedi.
“Muhalefetin federasyon ısrarı gerçekçi değil”
KKTC’deki bazı siyasi çevrelerin hâlâ federasyon modelinde ısrar etmesini eleştiren Ertuğ, bu görüşün artık karşılığı olmadığını dile getirdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda federasyonun artık görüşülmeyeceğini net şekilde ifade ettiğini hatırlatan Ertuğ, “Muhalefet partileri federasyonu savunmaya devam ediyor, ancak geçmiş tecrübeler bunun bir hayal olduğunu gösterdi” dedi.