Pazar, Haziran 15, 2025
Google search engine
Ana SayfaAkademisyen Emete GözügüzelliGözügüzelli: Taşınmaz Mal Komisyonu Rumları çaresiz bıraktı

Gözügüzelli: Taşınmaz Mal Komisyonu Rumları çaresiz bıraktı

Akademisyen Emete Gözügüzelli, Güney Kıbrıs’ın mülkiyet meselesini siyasi bir silah olarak kullandığını belirterek, Rumların hedefini ifşa etti.

“İki devlet siyaseti Rumlara zemin kaybettirdi”… KKTC adına yürüttüğü “eşit egemen iki devlet” siyasetinin Rumların zemin kaybetmesine neden olduğunu dile getiren Gözügüzelli, Rum yönetiminin mülkiyet meselesini siyasi bir araç haline getirdiğini ve tek egemenlik anlayışını kuzeye yayma çabası içerisinde olduğunu vurguladı.

“Amaç, kuzeyde korku ve belirsizlik yaratmak”… Güney Kıbrıs’ın bu tür adımlarla KKTC halkı arasında korku, endişe ve güvensizlik yaratmayı amaçladığını söyleyen Gözügüzelli, “Vatandaşın aklına ‘Yarın tutuklanır mıyım?’ korkusunu yerleştirmeye çalışıyorlar. Bu bir psikolojik savaştır.” diye konuştu.

Yusuf Bahadır AYDIN

KIBRIS TV’de yayınlanan Gün Ortası programına konuk olan Uluslararası Hukuk Uzmanı Emete Gözügüzelli, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) hedef alan stratejilerine dikkat çekti.

Gözügüzelli, Rum yönetiminin mülkiyet meselesini siyasi bir araç haline getirdiğini ve tek egemenlik anlayışını kuzeye yayma çabası içerisinde olduğunu vurguladı.

Programda yaptığı değerlendirmede Gözügüzelli, son dönemlerde KKTC’de yaşanan tutuklama kararlarına işaret ederek, “Bunlar tesadüfi gelişmeler değil, yıllardır yürütülen bir stratejinin sonucudur.” dedi. Özellikle 2006 yılında GKRY’nin Ceza Yasası’nda yaptığı değişiklikle bu sürecin temelinin atıldığını belirten Gözügüzelli, bu değişiklikle Rum tarafının kendi yargı yetkisini kuzeye teşmil etmeye çalıştığını söyledi.

“Taşınmaz Mal Komisyonu Rumları çaresiz bıraktı”

Gözügüzelli, 2005 yılında faaliyete geçen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun uluslararası hukukta kabul gören bir iç hukuk yolu olarak devreye girmesiyle GKRY’nin elindeki mülkiyet kartını kaybettiğini söyledi. “Rum tarafı bu komisyonun meşruiyetini tartışmaya açmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) defalarca başvurdu, ama başarılı olamadı” diyen Gözügüzelli, GKRY’nin bunun üzerine kendi iç hukukunu manipüle ederek karşı hamleler geliştirdiğini savundu.

GKRY’nin, yabancı yatırımcıları ve emlakçılık faaliyetinde bulunan kişileri tutuklama tehdidiyle sindirmeye çalıştığını belirten Gözügüzelli, 2006’da çıkarılan yasa ile özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinde faaliyet gösteren emlakçılara yönelik cezai yaptırımlar öngörüldüğünü, bunun da ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

“Amaç, kuzeyde korku ve belirsizlik yaratmak”

Güney Kıbrıs’ın bu tür adımlarla KKTC halkı arasında korku, endişe ve güvensizlik yaratmayı amaçladığını söyleyen Gözügüzelli, “Vatandaşın aklına ‘Yarın tutuklanır mıyım?’ korkusunu yerleştirmeye çalışıyorlar. Bu bir psikolojik savaştır.” diye konuştu.

Bu stratejinin arkasında yatan temel nedenin, KKTC’nin Türkiye’nin desteğiyle gelişen kalkınma hamlelerini engellemek olduğunu belirten Gözügüzelli, turizm, inşaat ve diğer sektörlere yönelik artan yabancı ilgisinin Rum tarafını rahatsız ettiğini belirtti. Gözügüzelli ayrıca, Türkiye’nin uluslararası platformlarda KKTC adına yürüttüğü “eşit egemen iki devlet” siyasetinin de Rumların zemin kaybetmesine neden olduğunu dile getirdi.

“Rum yönetiminin yaklaşımı uluslararası hukuka aykırı”

Gözügüzelli, Rum tarafının tutumu ve mülkiyet konusundaki ısrarının 1975 Viyana Anlaşması, 1977 Denktaş-Makarios Dörtlü Rehber İlkeleri ve Birleşmiş Milletler müktesebatı ile çeliştiğini söyledi. Bu çerçevede mülkiyet meselesinin masa başında çözülmesi gerektiğinin daha önce taraflarca da kabul edildiğini hatırlattı.

Gözügüzelli ayrıca Orams Davası örneğine atıfta bulunarak, AB Adalet Divanı’nın kararlarının diğer Avrupa ülkeleri açısından bağlayıcı olduğunu, bu nedenle Güney Kıbrıs’ın iç hukuk kararlarını uluslararası alanda tanıtmaya çalıştığını belirtti.

“Taşınmaz Mal Komisyonu etkin çalışıyor”

KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliğine de vurgu yapan Gözügüzelli, bugüne kadar 8 binden fazla başvuru yapıldığını ve 2 bini aşkın başvurunun karara bağlandığını kaydetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu komisyonu etkin bir iç hukuk yolu olarak kabul ettiğini hatırlatan Gözügüzelli, mülkiyet meselesinin çözümünün bu mekanizma üzerinden yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

“Üçlü görüşmelerin önündeki engel Güney Kıbrıs’tır”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “tutuklamalar durmazsa üçlü görüşme olmaz” açıklamasını da değerlendiren Gözügüzelli, bu tutumun arkasında ciddi bir diplomatik gerekçe olduğunu ifade etti. Rum tarafının bugüne kadar müzakere masalarını hep mülkiyet ve egemenlik tartışmaları üzerinden dağıttığını belirtti ve bu stratejilerin artık kabul görmemesi gerektiğini savundu.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

En Popüler

tr_TRTurkish