Devletin bu saldırılara karşı etkin bir tutum almadığını belirten Gürcafer, mülkiyet krizinin temelinde uluslararası hukuk zemininde atılması gereken adımların yıllardır atılmamasının yattığını ifade etti.
Gürcafer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) kabul ettiğini ancak bu yapının etkin kullanılmadığını vurguladı. “Haklı sandalyesini elimizle teslim ettik” diyen Gürcafer, “Uluslararası hukuk seni etkiliyor ve bundan kaçamazsın. Artık oyunu kuralına göre oynayacaksın” dedi.
“BU KRİZ UMARIM BİZİ MASAYA GÖTÜRÜR”
Kanal T’de Nazar Erişkin’in sunduğu Güne Dair programına katılan Gürcafer, yaşanan krizin fırsata çevrilebileceğini belirterek, “Bu kriz umarım bizi masaya götürür. Aksi takdirde gerginlik tırmanacak ve toplumsal bölünme artacaktır” dedi. Cumhurbaşkanlığı’na çağrıda bulunan Gürcafer, toplum mühendisliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.
“KTİMB’NİN CİDDİ VE KOORDİNELİ BİR ÇALIŞMASI VAR”
Gürcafer, mülkiyet krizine dair çalışan tek örgütün KTİMB olduğunu vurguladı. Başbakanlık ve Türkiye ile koordineli çalıştıklarını belirten Gürcafer, büyük firmaların, uluslararası hukukçuların ve danışmanların içinde yer aldığı komitelerle süreci detaylı takip ettiklerini ifade etti. “TMK’nın takas, tazminat ve iade mekanizmaları daha aktif çalıştırılmalı” diyen Gürcafer, her gün bu konuda adım attıklarını belirtti.
“DÜNYANIN BİZİ DOĞRU ANLAMASINA İHTİYACIMIZ VAR”
Uluslararası toplumla da temas halinde olduklarını aktaran Gürcafer, AB, BM ve Türkiye ile görüşmelerin sürdüğünü açıkladı. “Uluslararası müdahale olmadan bu davranışlar durmaz” diyen Gürcafer, “Milletvekillerimizin, siyasetçilerimizin lobicilik yapması gerekir. Dünyanın bu çözümsüzlüğü kışkırtan tutuma dur demesine ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
“MARAŞ KISASA KISAS DEĞİL; GEÇ KALINMIŞ BİR PROJEDİR”
Maraş konusunda da konuşan Gürcafer, Maraş’ın açılması ve eski sahiplerine iade edilmesini içeren projelerin yıllar önce hazırlandığını ancak hayata geçirilmediğini belirtti. “Bu kısasa kısas değil. Bu adım ekonomik kazanç, siyasi manevra ve hukuk sistemine yük azaltımı sağlar” dedi. Gerginliğin artmaması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Atom bombası gibi bir coğrafyaya dönüştük. Bu bölgenin çözüme ihtiyacı var” diyerek çağrısını yineledi.