İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma SS Richard Montgomery gemisi Thames Nehri’nde çökme tehlikesi yaşıyor. Uzmanlar, gemideki 1400 ton patlayıcının tsunami oluşturabileceği konusunda uyarıyor.
Thames Nehri’nin dibinde 1944’ten beri bulunan
SS Richard Montgomery gemisi, yeni araştırmalara göre çökme tehlikesiyle karşı karşıya.
İkinci Dünya Savaşı döneminde ABD tarafından mühimmat taşımacılığında kullanılan gemi, kentteki
Sheerness kasabasından 1.5 mil uzaklıkta bulunuyor.
134 metre uzunluğundaki kargo gemisi, Fransa’nın Cherbourg kentine doğru yolculuğu sırasında 7000 ton patlayıcı taşırken kazaya uğramıştı.
Gemi, Ağustos 1944’te Thames Nehri ‘nde karaya oturmuş ve ikiye bölünmüştü.
Tsunami riski ve güvenlik endişeleri
Uzmanların en büyük endişesi, geminin direğinin düşmesi durumunda kargoda bulunan patlayıcıları ateşleyebilmesi. Gemide halen 1400 ton bomba bulunuyor ve bu miktar ciddi bir tsunami riskine yol açabilir.
Maritime and Coastguard Agency’nin düzenli olarak yaptığı incelemelerde, geminin yapısal durumunun zamanla kötüleştiği tespit ediliyor. Özellikle metal yorgunluğu ve deniz suyunun etkisiyle çürüme süreci hızlanıyor.
Yerel halk ve güvenlik önlemleri
Sheerness halkı, onlarca yıldır bu potansiyel tehlikeyle yaşamak zorunda kalıyor. Yerel yetkililer, geminin etrafında güvenlik çemberi oluşturarak tekne trafiğini sınırlandırıyor.
İngiliz hükümeti, SS Richard Montgomery’yi sürekli izleme altında tutuyor. Ancak geminin nasıl güvenli hale getirileceği konusunda kesin bir çözüm henüz bulunmuş değil.
Tarihsel önemi ve savaş mirası
SS Richard Montgomery, İkinci Dünya Savaşı’nın Thames Nehri’nde kalan son büyük izlerinden biri. Liberty sınıfı kargo gemisi, savaş döneminde Avrupa’ya mühimmat sevkiyatında kritik rol oynuyordu.
Gemi kazası, 1944’teki Normandiya Çıkarması’ndan sonra yaşanan tedarik sıkıntılarının bir parçasıydı. O dönemki acil durum nedeniyle gemi yükü tam olarak boşaltılamamıştı.
Uzman değerlendirmeleri
Denizcilik uzmanları, geminin mevcut durumunun yakından takip edilmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle şiddetli fırtına ve dalga koşullarının yapısal hasarı artırabileceği vurgulanıyor.
Patlayıcı uzmanları ise 80 yıl boyunca deniz suyuna maruz kalan mühimmatın durumunun öngörülemez olduğunu söylüyor. Bu durum, müdahale planlarını daha da karmaşık hale getiriyor.