Cyprus Mail, Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn’ın barış sürecine katkıdan çok kafa karışıklığı yaratabileceğini vurguladı.
Cyprus Mail’de yer alan görüşe göre, Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis’in “anlamdan yoksun şeyler söylemekte oldukça yetenekli” olduğu belirtildi.
Letymbiotis’in Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorunu müzakerelerinin yeniden başlatılması çabalarına “daha somut ve daha aktif katılımının”, BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin’in çabalarına yüksek düzeyde katkı sağlayabileceğini söylemesine dikkat çekildi.
Yazıda, “Eğer kendisine sorulsa, AB’nin “daha somut ve daha aktif katılımı”nın hangi şekilde hayata geçtiğini söyleyebilir mi? Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in bir temsilci ataması, AB’nin daha aktif katılım gösterdiğinin bir işareti midir? Bu katılım hangi biçimi almıştır? Hahn henüz Kıbrıs’a ilk ziyaretini gerçekleştirdi ve Türk tarafının hiçbir yetkilisiyle görüşmesi beklenmiyor – yalnızca muhalefet lideri Tufan Erhürman ile görüştü. Türk tarafı AB temsilcisiyle görüşmezken, AB Kıbrıs sorununda nasıl daha aktif olabilir?” ifadelerine yer verildi.
Yazının devamında ise şunlar kaydedildi:
“Letymbiotis’in, AB’nin (aslında var olmayan) daha aktif katılımının BM Genel Sekreteri’nin özel temsilcisinin çabalarına “yüksek düzeyde katkı” sağlayabileceği yönündeki iddiası ise daha da anlamsız. Yine, bu süslü ifade açıklanmadı. Hahn pratikte ne gibi bir “yüksek katkı” sağlayacak, bunu hiç belirtmedi. Holguin’in neden çabalarına “yüksek katkı” aradığı da açıklanmadı. Holguin, müzakereleri yürütmek için kendini yetersiz mi hissediyor da AB temsilcisinin yardımına ihtiyaç duyuyor? Aksine, Hahn Türk tarafının AB’nin sürece katılımına karşı çıkması nedeniyle Holguin’in müzakereleri yeniden başlatma çabalarına zarar bile verebilir.
İki taraf bir geçiş kapısının açılması konusunda bile anlaşamıyor – Ekim ayından beri bu konuda görüşüyorlar ama bir sonuç yok – ve biz şimdi bir Avrupa temsilcisinin atanmasının işleri ilerleteceğine inanmamız bekleniyor. Hristodulidis hükümetinin özellikle AB’nin Kıbrıs sorununa daha aktif katılımını sağlamak için yürütülen başkanın kişisel kampanyası sonrası, halkın buna inanması isteniyor. Başkan bunun hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini (katkı sağlamayacağını) biliyordu, ama bu, kendisinin bir çözüm taahhüdü olduğuna dair kampanyasını desteklemiş oldu.
Hahn’ın ziyaretinden (kendi hatası olmaksızın) hiçbir sonuç çıkmayacak olsa da, Letymbiotis bunu başka bir hükümet başarısıyla – Kıbrıs sorununun çözümündeki ilerleme ile AB-Türkiye ilişkilerindeki ilerleme arasındaki bağ – ilişkilendirmeye çalıştı. Bunu yaparken de yine alışıldık tutarsızlıkla konuştu. Şöyle dedi: “AB’nin temsilcisi olarak, özellikle Avrupa Komisyonu’nun yapısal çerçevesi altında ve doğrudan Avrupa Komisyonu Başkanı’na rapor verdiği dikkate alındığında, ayrıca AB-Türkiye ilişkileri prizmasından bakıldığında, Erdoğan ve Fidan’ın yorumları Türkiye’nin bu ilişkilerin ilerlemesine verdiği önemi gösteriyor.”
Hükümetin de katkısıyla, Hahn’ın barış sürecine katkıdan çok kafa karışıklığı yaratması daha muhtemel görünüyor.”
