HomeKıbrısAkansoy: "Ne Kıbrıslı Türkler ne de Kıbrıslı Rumlar bu tablodan yarar sağlayacak"

Akansoy: “Ne Kıbrıslı Türkler ne de Kıbrıslı Rumlar bu tablodan yarar sağlayacak”

Akansoy, “Ne yazık ki, sorunu doğru analiz edemeyen ‘ayrılıkçı zihniyet’, meseleyi uluslararası hukuk ekseninde ele almak yerine hayal dünyasında savrularak Kıbrıslı Türkleri daha da büyük çıkmazlara sürüklüyor” ifadelerini kullandı.

Güney Kıbrıs yönetiminin, kuzeydeki Rum mülkleriyle ilgili tehdit ve tutuklama hamlelerine de değinen Akansoy, bu uygulamaların mantıksız ve kabul edilemez olduğunu söyledi. Öte yandan, kuzeyde ayrılıkçılığı derinleştirmeye çalışan anlayışla ilerlemenin de mümkün olmadığını vurguladı.

2017 yılında Crans Montana sonrası başlatılan “iki ayrı devlet” politikasının Kıbrıs sorununu uluslararası hukuk dışına çıkardığını belirten Akansoy, bu yaklaşımın çözüm üretmek yerine KKTC’nin tanınması ya da “statüsünün yükseltilmesi” stratejisine dönüştüğünü söyledi.

Akansoy, son yıllarda inşaat ve emlak sektöründeki artışı da eleştirerek, bu gelişmelerin ekonomik veya sosyal kalkınma projesi değil, yeni bir siyasi zemin yaratma amacıyla yürütüldüğünü savundu. “Yürüyün da korkmayın” sloganının da bu zihniyetin ürünü olduğunu belirtti.

“Kıbrıs Cumhuriyeti” İçişleri Bakanlığı’na bağlı Tapu Müdürlüğü’nün (DLS), 2023 yılında yabancı yatırımcılara, kuzeydeki Rum taşınmazlarını satın almamaları konusunda resmi uyarıda bulunduğunu hatırlatan Akansoy, Rum hükümetinin aynı zamanda mal sahiplerine yasal haklarını mahkemelerde arayabileceklerini duyurarak tansiyonu yükselttiğini ifade etti.

Akansoy, 2013 yılında Rum Meclisi’nin Ceza Yasası’na eklediği 303A maddesiyle, başkasına ait taşınmazların ticaretini yapanların ağır ceza kapsamına alındığını ve bu suçun yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırıldığını belirtti. Bu yasa çerçevesinde, kuzeydeki mülklerle ilgili faaliyette bulunan kişi ve sektörlerin suçlu durumuna getirildiğini söyledi.

Mülkiyet meselesinin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasal sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Akansoy, tarafların toprağı ve hukuku siyasi araç haline getirdiğini ifade etti. Bir taraf zenginleşme ve statü kazanmayı hedeflerken, diğer tarafın uluslararası hukuk çerçevesindeki düzenlemeleri siyasi baskı unsuru olarak kullandığını belirtti.

Akansoy, mevcut durumun ne Kıbrıslı Türkler ne de Kıbrıslı Rumlar için bir kazanç yaratmadığını ifade ederek, bu çıkmazın kimseye fayda sağlamayacağını vurguladı.

Kuzeydeki bazı kesimlerin Taşınmaz Mal Komisyonu gibi uluslararası kabul gören mekanizmaları göz ardı ettiğini ifade eden Akansoy, mülkiyet konusunun “benimdir, dilediğimi yaparım” anlayışına indirgenmesinin dünya tarafından ciddiye alınmadığını belirtti.

Ayrı devlet siyasetinin sürdüğü sürece, Kıbrıslı Türklerin günlük sorunlarını uluslararası topluma aktarabilecek bir kanal bulamayacağını kaydeden Akansoy, dış dünyadan kopuşun derinleşeceği uyarısında bulundu.

Türk Devletleri Teşkilatı’nda yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Akansoy, bu platformda yaşanan hayal kırıklığının ardından hâlâ üniter devletten ve “ozmoz”dan bahsedilmesinin çaresizliğin göstergesi olduğunu ifade etti.

Açıklamasının sonunda zihniyet değişiminin şart olduğunu vurgulayan Akansoy, Kıbrıslı Türklerin yüksek özgüven ve toplumsal kapasiteyle, Kıbrıslı Rumlarla eşit ortak olacakları yeni bir federal düzeni mutlaka kuracaklarını ifade etti.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

English
Exit mobile version