HomeSağ Manşet‘Anadolu’nun Alcatraz’ı: Sinop Cezaevi Yeniden Ziyarete Açılıyor

‘Anadolu’nun Alcatraz’ı: Sinop Cezaevi Yeniden Ziyarete Açılıyor

Karadeniz kıyısındaki Sinop Tarihî Cezaevi, kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından yeniden ziyarete açılıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, yapının modern müzecilik anlayışıyla yeniden işlevlendirildiğini ve Türkiye’nin toplumsal belleğinde derin izler bırakan bu yapının artık bir kültür ve hafıza mekânı olarak hizmet vereceğini duyurdu.

Yaklaşık 3 bin 500 metrekarelik alana yayılan müzeye, cezaevinin özgün dokusuna uygun biçimde düzenlenen yürüyüş yolları ve özel sergileme alanları yapıldı.

TC Kültür ve Turizm Bakanlığı

1226 yılında Selçuklular tarafından inşa edilen Sinop İç Kalesi, 1568 yılında Osmanlı İmparatorluğu zamanında zindan olarak kullanılmaya başlandı; 1887 yılında ise resmî olarak cezaevi oldu. Burası, Osmanlı İmparatorluğu içinde taşrada kurulan ilk cezaeviydi.

Tarihî cezaevi; denize sıfır konumu, kaçışı neredeyse imkânsız yapısı ve karanlık koğuşları ile “Anadolu’nun Alcatraz’ı” olarak anıldı.

Evliya Çelebi, “Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar” sözleriyle bahsetmişti.

1999 yılına kadar aktif olan yapı, 2000 yılında müzeye çevrildi ve aralıklarla restorasyonlara konu oldu.

Sinop Cezaevi’nde kimler kaldı?

Sinop Cezaevi, yalnızca adli suçluların değil, farklı dönemlerde düşünce özgürlüğü kapsamında yargılanmış pek çok ismin tutulduğu bir mekân. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte, özellikle muhalif kimliğiyle bilinen pek çok yazar, gazeteci ve siyasetçi burada kaldı.

Türkiye Komünist Partisi’nin kurucusu Mustafa Suphi, yazar ve şair Sabahattin Ali, yazar Refik Halit Karay, gazeteci Zekeriya Sertel, yazar Fatma Nudiye, yazar Kerim Korcan, halk müziği sanatçısı Ruhi Su, gazeteci Burhan Felek burada siyasi tutuklu olarak kalan isimlerden bazılarıdır. Özellikle Sabahattin Ali’nin “Dışarıda deli dalgalar, Gelip duvarları yalar” sözleriyle cezaevini anlattığı “Aldırma Gönül” adlı şiirini burada yazmış olması, buranın kültürel hafızadaki yerini pekiştirmiştir.

Bir Hafıza Mekânı, Kültürel Miras

Cezaevleri, yalnızca suçun değil, siyasetin ve ideolojik kontrolün de mekânı olarak değerlendirilir. Fransız filozof Foucault, hapishaneyi bireylerin hareketlerini ve zamanlarını düzenlemeye yönelik bir gözetim teknolojisi olarak tanımlar. Hapishaneler, suçluları toplumdan izole ederek kendi içlerinde bir mikro-toplum oluşturur. Sinop Cezaevi de, Türkiye’nin siyasi tarihini ve sol-devlet çatışmasını anlamak açısından önemli bir mikro-tarih alanıdır.

Bugün yeniden kapılarını açan Sinop Cezaevi, taşıdığı tarihî ve kültürel anlamla da ziyaretçilerini karşılıyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

English
Exit mobile version