Ana SayfaCumhurbaşkanlığı eski baş müzakerecisi Ergün OlgunEski Müzakereci Olgun: Rum tarafına uzlaşı çağrısı yapın

Eski Müzakereci Olgun: Rum tarafına uzlaşı çağrısı yapın

Eski Baş Müzakereci Ergün Olgun, Rum tarafının Shengen Bölgesi’ne katılma girişiminin ciddi etkiler yaratacağına işaret ederek, “Yeni geçiş kapısı açmayı düşünürken Shengen’e girmek çelişkidir.” dedi ve AB Komisyonu’na seslendi:

 

Taha Can GÜRLEK

 

Eski Baş Müzakereci Ergün Olgun, Rum tarafının Shengen Bölgesi’ne katılma girişiminin ciddi etkiler yaratacağına işaret ederek, “Yeni geçiş kapısı açmayı düşünürken Shengen’e girmek çelişkidir” dedi. Olgun, AB Komisyonu’na çağrıda bulunarak, “2004’te yapılan hataların tekrarlanmaması için Shengen meselesinde Rum tarafına uzlaşı çağrısı yapılmalı” şeklinde konuştu.

KIBRIS TV’de Elif Şen Çatal’ın canlı yayın konuğu olarak 16-17 Temmuz’da New York’ta gerçekleşmesi planlanan gayriresmi Kıbrıs toplantısı öncesinde önemli açıklamalarda bulunan Olgun, Birleşmiş Milletler’in de (BM) kuruluş felsefesinden uzaklaştığını ve uluslararası hukuk yerine güçlü devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.

Olgun, BM Genel Sekreteri’nin temsilcisi Maria Angela Holguin’in son açıklamalarının ise iki toplumlu federal çözüm modelinin uluslararası camiada artık referans olmaktan çıktığına işaret ettiğini belirtti.

 

“Federal çözüm modeli artık referans değil”

 

Ergün Olgun, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “gerçekler üzerine inşa ettiği politikanın” uluslararası alanda zemin kazandığını söyleyerek, “Holguin’in son açıklamaları, bu yaklaşımın yankı bulduğunu gösteriyor. Kendisi açıkça, iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm modelinin Crans-Montana sürecinden sonra artık bir referans olmadığını belirten imalar yapıyor.” dedi.

Crans-Montana görüşmelerine katıldığını ve dönemin Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile birlikte süreci yakından izlediklerini hatırlatan Olgun, “O dönemde Kıbrıs Türkü ve Türkiye ciddi bir esneklik gösterdi, bana sorarsanız bu esneklik fazlaydı. Buna rağmen sonuç alınamadı. Şimdi BM, artık tarafların mutlak eşitliği temelinde bir yaklaşım sergilemeli.” diye konuştu.

 

“BM çerçevesinin dışına çıkma arayışı var”

 

Olgun, Holguin’in açıklamalarında BM Güvenlik Konseyi kararlarının dayattığı federal çözüm modelinin hâlen sistem içinde varlığını sürdürmesi nedeniyle bir çelişki yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:

“Holguin, bu modelin hâlen sistem içinde olduğunu vurgulamak zorunda kalıyor, çünkü Güvenlik Konseyi kararları buna dayanıyor. Ancak diğer yandan, bu çözüm modelinin referans olmaktan çıktığını da söylüyor. Bu açık bir çelişki ve BM’nin artık mevcut çerçevenin dışına çıkma arayışını yansıtıyor.”

 

“Güven Yaratıcı Önlemler üzerinden işbirliği test edilecek”

 

Eski Baş Müzakereci Ergün Olgun, Genel Sekreter’in New York’taki toplantıda tarafların bugüne dek Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) kapsamında ne tür ilerleme kaydettiğini sorgulayacağını ve işbirliği potansiyelini değerlendireceğini söyledi.

Bu bağlamda en kritik iki konunun güneş enerjisi projesi ve yeni geçiş kapılarının açılması olduğunu belirten Olgun şöyle konuştu:

“Ara bölgede hayata geçirilmesi planlanan güneş enerjisi projesi, iki tarafın eşitlik zemininde fiilen işbirliği yapıp yapamayacağını test edecek. Bu projeden üretilecek enerjinin hem kuzeye, hem güneye verilmesi gerekiyor. Bu bir sınavdır.

İkinci önemli konu ise yeni geçiş kapıları. BM’nin bu konuda da beklentisi var.”

Olgun ayrıca enterkonnekte sistemin de hayati önemde olduğunu, ancak Rum tarafının bu konuda olumlu bir tutum sergilemediğini söyleyerek, “Bu konu sadece Kıbrıs’taki iki tarafı değil, Türkiye ve Avrupa Birliği’ni de ilgilendiriyor. Dolayısıyla ortaya çıkacak bir proje çok taraflı işbirliği gerektiriyor.” ifadelerini kullandı.

 

“Mülkiyet konusu TMK üzerinden ele alınmalı”

 

Olgun, Genel Sekreter’in son raporunda Rum tarafının mülkiyet konusunda attığı tek yanlı adımlara dikkat çektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Genel Sekreter, gerginliği artıracak tek taraflı adımlardan vazgeçilmesini istiyor. Mülkiyet konusu siyasi bir çözüme kadar Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden ele alınmalı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu yönde karar verdi. Ancak Rum tarafının mülkiyetle ilgili tek yanlı adımları, Kıbrıs Türk halkında ciddi rahatsızlık yaratıyor. Bu konu New York’ta Tatar tarafından mutlaka gündeme getirilecektir.”

 

Olgun’dan Shengen uyarısı

 

Ergün Olgun, Rum tarafının Shengen Bölgesi’ne katılma girişiminin de ciddi etkiler yaratacağına işaret ederek, bu girişimin hem Yeşil Hat Tüzüğü’nü, hem de 10’uncu Protokolü olumsuz etkileyebileceğini ifade etti:

Olgun, “Shengen demek, açık sınırlar demek. Ama AB kararlarına göre Kıbrıs’ın kuzeyinde aki askıya alınmış durumda. Bu durumda Kıbrıslı Türklerin ve yabancıların geçişleri sıkıntıya girebilir. Aynı anda hem yeni geçiş kapısı açılmasını talep edip, hem de Shengen’e girmeye çalışmak ciddi bir çelişkidir.”

Olgun, AB Komisyonu’na da çağrıda bulunarak, “2004’te yapılan hataların tekrarlanmaması için Shengen meselesinde Rum tarafına uzlaşı çağrısı yapılmalı.” dedi.

 

“BM misyonundan uzaklaştı, çözüm kendi irademizle olmalı”

 

Olgun son olarak, BM’nin kuruluş felsefesinden uzaklaştığını ve uluslararası hukuk yerine güçlü devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.

“BM, özellikle 186 sayılı kararla Kıbrıs Türklerini ve Türkiye’yi kurban etti.” diyen Olgun, Kıbrıs Türk tarafının çözüm için dış destek beklemeden kendi gücüne yaslanması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“BM bugün ilkeli ve hukuk temelli değil, güç dengeleriyle hareket ediyor. Bu durumun en mağdur taraflarından biri Kıbrıs Türk halkıdır. O nedenle çözüm için kendi kaynaklarımıza ve irademize güvenmeliyiz.”

 

“Barış Gücü’nün misyonu ne kadar gerekli?”

 

Olgun, “Rum tarafının bu tek yanlı hareketleri karşısında BM ve BM Barış Gücü’nün ne ölçüde gerekli olduğu ve Kıbrıs’ta uzlaşıya ne kadar katkı sağladığı artık sorgulanmalıdır. BM’nin adadaki varlığı, kuruluş misyonuna uygun şekilde taraflar arasında barış ve istikrar sağlama yönünde bir işlev üstlenmiyor. Aksine, tarafsızlık ilkesinden uzaklaştığı görülüyor.” şeklinde konuştu.

 

“BM artık hukuk zemininde değil, güçlü tarafların etkisinde”

 

BM’nin genel yapısına ilişkin de eleştirilerde bulunan Olgun, “İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletler, evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmesi gerekirken, bugün güçlü devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket eden bir yapıya dönüşmüştür.” dedi.

Bu dönüşümün mağdurlarından birinin de Kıbrıs Türk halkı olduğunu vurgulayan Olgun, Güvenlik Konseyi’nin 186 sayılı kararını örnek göstererek, şöyle devam etti:

“Bu karar hukuk zemininde değil, soğuk savaş şartlarında alınmış siyasi bir karardır. Kıbrıs Türkleri ve Türkiye bu kararın kurbanı olmuştur.”

 

“Çözüm dış destekle değil, kendi gücümüzle sağlanmalı”

 

Olgun, mevcut uluslararası ortamda Kıbrıs Türk tarafının dış destek beklentisiyle hareket etmek yerine, kendi iradesi ve kaynakları doğrultusunda çözüm arayışını sürdürmesi gerektiğini dile getirerek, “BM artık ilkeli ve adil bir aktör değil. Bu nedenle Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye, dışarıdan çözüm beklemek yerine kendi dinamikleriyle yol haritası çizmelidir.” ifadelerine yer verdi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Turkish
Exit mobile version