Kıbrıs Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Mete Tümerkan, BRT ile Kıbrıs TV ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. New York’ta devam eden gayriresmî beşli görüşmelere ilişkin bilgi veren Tümerkan, Türk tarafının egemen eşitlik temelindeki kararlı duruşuna ve müzakere süreçlerine dair önemli mesajlar verdi.
Tümerkan, toplantının basına açık olan kısmına kurumsal muhabir ve kameramanların katıldığını belirterek, detaylı açıklamaların ilerleyen saatlerde kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
“Altı başlık Cenevre’de ortaya kondu, yeni başlıklar da masada”
Görüşmelerin odağında sınır kapılarının öne çıkmasına rağmen Cenevre’de uzlaşıya varılan altı başlıkta ilerleme sağlanmaya çalışıldığını belirten Tümerkan, bu başlıkların:
Mayınların temizlenmesi,
Doğal afetlere karşı iş birliği,
Çevresel konular (ekosistem),
Sivil toplumlar arası temaslar,
Sağlık alanında iş birliği,
Güven artırıcı önlemler olduğunu anımsattı.
Bu başlıklara ek olarak, Türk tarafının 6 ile 10 arasında yeni iş birliği alanı önerisi sunmaya hazırlandığını kaydeden Tümerkan, “Ekosistemden günlük yaşamı ilgilendiren sosyal meseleler ve afet yönetimine kadar birçok alanda iş birliği önerileri gündemde” dedi.
“AB’yi sürece müdahil etmeye çalıştılar ama BM kabul etmedi”
Rum tarafının Avrupa Birliği’ni müzakerelere dahil ederek Türkiye’ye baskı kurma çabasında olduğunu söyleyen Tümerkan, “Rum liderin Avrupa Birliği temsilcisini toplantıya davet etme girişimi, BM tarafından tepkiyle karşılandı. Genel Sekreter’in ekibi, bu öneriyi uygun görmedi ve kabul etmedi” dedi.
Tümerkan, Türk tarafının bu noktada da kararlı bir tutum ortaya koyduğunu ve diyaloğa açık olmakla birlikte, AB’nin sürece doğrudan müdahil olmasına karşı çıktığını vurguladı.
“Statükonun sürdürülebilir olmadığını herkes biliyor”
Mete Tümerkan, bugüne kadar yürütülen müzakerelerde Rum tarafının her defasında Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini reddettiğini ve bu tutumun süreçlerin çökmesine neden olduğunu belirtti.
Özellikle Crans-Montana’da yaşanan sürece atıf yapan Tümerkan, “Masadan kalkan Türk tarafı değil, siyasi eşitliği reddeden Rum tarafıydı” dedi.
Türkiye’nin yeni yaklaşımının, sahadaki gerçekleri esas alan bir çözüm zemini olduğunu vurgulayan Tümerkan, “Artık hayalci çözümler değil, sahadaki fiilî durumu esas alan kazan-kazan modeli konuşuluyor. Bu zeminde çözüm mümkün” ifadelerini kullandı.
“KKTC’nin fiilî egemenliği ortadadır”
Tümerkan açıklamasında, Rum liderliğinin kuzeyde herhangi bir iddia ya da denetim hakkı olmadığını, KKTC sınırları içinde fiilî egemenliğin Kıbrıs Türk halkında olduğunu belirterek, “Bu durum sahadaki gerçeğin ta kendisidir. Egemen eşitlik bu zeminde ele alınmalıdır” dedi.
“Türkiye’nin desteği tam ve net”
Türkiye’nin Kıbrıs Türk tarafına desteğinin çok net olduğunu ifade eden Tümerkan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ziyaretleriyle bu tutumun teyit edildiğini belirtti. “Türkiye, Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu politikayı tam anlamıyla desteklemektedir” dedi.
“İki imzacı varsa, iki kurucu egemen taraf vardır”
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna atıf yapan Tümerkan, “1959-60 anlaşmalarında Dr. Fazıl Küçük ve Makarios’un birlikte imza attığı meşhur karede, iki imza varsa iki kurucu egemen taraf vardır. Bu tarihsel gerçekliğin görmezden gelinmesi mümkün değildir” dedi.
